Antarktika’nın derinliklerinde bilinmeyen bir dünya: Deniz domuzu, deniz örümcekleri ve deniz kelebeği…

Antarktika’nın Derinliklerinde Keşfedilen Benzersiz Deniz Canlıları

Antarktika’nın derinliklerinde yapılan keşifler, bilim dünyasını heyecanlandırdı. Ekiplerin karşılaştığı en ilginç türlerden biri, pembe ve şişkin yapısıyla dikkat çeken “deniz domuzları” oldu. Bu canlılar, aslında deniz hıyarlarının bir türü olarak biliniyor. 4 ila 15 santimetre arasında değişen uzunlukları, tombul vücutları ve kısa bacaklarıyla minyatür bir domuza benziyorlar. Deniz domuzları, bin ila 6 bin metre derinliklerde yaşayarak “deniz karı” adı verilen üst katmanlardan aşağı düşen organik maddelerle besleniyorlar.

Diğer bir ilginç tür ise avuç içi kadar olan dev deniz örümcekleri. Gerçek örümceklerle benzerlik göstermeyen bu canlılar, ince bacakları ve minik gövdeleriyle deniz tabanında yaşamlarını sürdürüyorlar. Bacak açıklıkları 51 santimetreye kadar ulaşabilen bazı türler, organlarının bir kısmını bacaklarının içinde barındırıyor.

Keşifler arasında yer alan diğer bir canlı ise deniz yıldızlarıydı. Bazılarının yemek tabağı büyüklüğünde olduğu belirtiliyor. Profesör Jan Strugnell’e göre, bu sıra dışı canlıların bazıları, bilim dünyası için tamamen yeni türler olabilir.

Denizden çıkarılan bu kırılgan canlıları canlı tutmak için kullanılan özel bir su tankı olan “ıslak havuz”da gözlemleyen araştırmacılar, deniz kelebeği de dahil olmak üzere birçok canlıyı yakından inceleme fırsatı buldu. Deniz kelebeği, aslında bir tür deniz salyangozu olup, şeffaf ve zarif yapısıyla dikkat çekiyor. Suyun içinde adeta uçar gibi hareket eden bu canlı, gemideki akvaryumda yumurta bırakarak bu türün yumurtlama ve gelişim sürecini detaylı bir şekilde incelenmesine olanak sağladı.

RSV Nuyina gemisi, sadece canlıları toplamakla kalmadı. Araştırmacılar, Denman Buzulu’nun kenarındaki deniz suyunun sıcaklık, tuzluluk, oksijen oranı ve metal seviyelerini ölçerek bölgenin çevresel değişimini inceledi. 1996 ile 2018 yılları arasında 5 kilometre geri çekilen buzul, Doğu Antarktika’nın en hızlı eriyen buz kütlesi olarak biliniyor.

Oşinograf Laura Herraiz Borreguero’ya göre, elde edilen veriler, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede kullanılan iklim modellerinin doğruluğunu test etmek adına büyük öneme sahip: “Sistem değişiyor. Bu değişimi gözlemlemek, uyum ve azaltım stratejilerimizin sağlam temellere dayanması açısından kritik.”

Related Posts

Elon Musk’ Tesla darbesi: Ne yaptıysa olmadı

Tesla’nın Avrupa’daki yeni otomobil satışları Mayıs 2025’te 2024’ün aynı dönemine kıyasla yüzde 27,9 oranında gerileyerek düşüş trendini beşinci aya taşıdı. Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) verilerine göre, şirketin Avrupa pazarındaki payı yüzde 1,8’den yüzde 1,2’ye indi.

Bruce Lee, Yapay Zekâ ile geri dönebilir

Çinli stüdyo, yapay zeka teknolojisini kullanarak dövüş filmi klasiklerini, modern görüntü teknikleri ile yeniden çekmek istiyor.

Zengin mahallelerinin popüler iki markası birleşiyor

Zenginlerin gözdesi olan lüks iki otomobil markası güçlerini birleştirme kararı aldı.

Buzulların altından gelen gizemli sinyaller bilim insanlarını şaşırttı

Antarktika’da yapılan bilimsel bir deney sırasında, araştırmacılar buzulların altından gelen gizemli radyo dalgaları tespit etti. Fizik alanında önde gelen dergilerden Physical Review Letters’ta yayımlanan çalışmada, bu şaşırtıcı keşif, Antarktik Ani Geçici Anten (ANITA) adlı deney sayesinde gerçekleşti.

Dünya üniversiteleri sıralamasında ilk 500’e Türkiye’den hiçbir üniversite giremedi

Dünya üniversiteleri sıralamasında ilk 500’e Türkiye’den hiçbir üniversite giremedi

200 milyon yıldır ne kaşı ne gözü değişti: Bu hayvan varlığını ilk günkü gibi sürdürüyor!

Dünya üzerindeki “yaşayan fosiller” listesinin en eski üyelerinden biri olan timsah, tam 200 milyon yıldır morfolojisini neredeyse hiç değiştirmeden günümüze ulaştı. Dinozorlarla omuz omuza yaşadığı dönemi aşarak, dinozorların yok oluşunun ardından dahi hem nehir hem de deniz ekosistemlerinde saltanatını sürdüren bu sürüngen; iki saate yakın sualtı kalış yeteneği ve 2 tonu aşan çene gücüyle evrimsel bir zafer hikâyesi sunuyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir